Polenler

POLENLER: Polenler... Bazen, çiçeklere dokunduğumuzda savrulan renkli bir toz bulutu gibi gördüğümüz... Bazen, gökyüzünde pamuklar gibi uçuşurken seyrettiğimiz... Bazen, bir yağmurdan sonra bir kenarda toplaşan sarı bir toz kümesi olarak gözümüze çarpan... Polenler, yani çiçek tozları... Burnumuz aktığında... hapşırdığımızda... Gözlerimiz sulandığında... kızardığında... Derimiz kabardığında, kaşındığında... Öksürdüğümüzde... nefesimiz tıkandığında... göğsümüz hırıldadığında... suçladığımız... şu çiçek tozları... Polenler !

Polen Nedir ?

Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozları, tohumlu bitkilerde erkek organların başçık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir. Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak veya elips şeklindedirler. Bitkilerin üremeleri için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir. Bu taşınma böceklerle veya rüzgarla olur.

Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır. Arılar ve böcekler tarafından taşınan ve çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler alerji bakımından o kadar önemli değildir. Çünkü, bunların hem sayıları azdır, hem solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler ve hem de yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfer havasına karışmazlar. Alerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğündeki,  rüzgarın etkisiyle çok uzak mesafelere de taşınabilen polenlerdir. Bu boyutlardaki polenler, rüzgar, yağmur, kuruluk, nem vb. meteorolojik faktörlerin etkisiyle birkaç mikronluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar. Akçaağaç, dişbudak, ıhlamur gibi ağaçların, hem böceklerle taşınan büyük polenleri ve hem de rüzgarla taşınan küçük polenleri vardır.

Polenler, kap ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki tellerden geçerek evlerimizin içine kadar girebilirler, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok polen bulunmaz.

Her Bitkinin Kendine Özgü Polen Zamanı Vardır

Bitkilerin türlerine göre polen zamanlar farklıdır. Mesela, hem yaprak döken hem iğne yapraklı ağaçlar ilkbaharda, otlar ve çiçeklerin çoğu haziran ve temmuz aylarında polen yayarlar. Geç açan ağaçlar ve yabani otlar ise yaz sonunda polen verirler. Ülkemizde, bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber atmosferde en çok polen bulunan dönem nisan haziran aylardır. Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer. Atmosferdeki polen miktarlar yıldan yıla değişiklik gösterir. İsveç’te, huş ağacı polenlerinin atmosferde çok fazla bulunduğu 1993 yılında, polen mevsiminde doğan çocuklarda huş poleni alerjisinin daha çok görüldüğü belirlenmiştir.

Her Polen Alerji Yapmaz

Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır : Alerjenite, Polenin boyutları, Solunan havadaki polen miktarı, Polenlerin havada kalma süreleri.

Alerjenite, bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir. Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol açıyorsa, alerjenitesi o kadar fazla demektir. Bir maddenin alerjenitesi, kimyasal yapısına bağlıdır; Çayır polenlerinin alerjiye neden oldukları ilk kez bundan 130 yıl kadar önce Blackley tarafından bildirilmiştir. Blackley, provokasyon testleri yaparak polenlere maruz kalanlarda alerjik belirtilerin ortaya çıktığını göstermiştir.

Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri boyutlar ile de yakından ilgilidir. Polenler astıma değil, daha çok alerjik nezleye neden olurlar, çünkü bunların çapı 20-60 mikron arasındadır ve bronşiollere ve alveollere kadar gelebilmeleri mümkün değildir. Alerjik hastalıklara neden olmada, solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir. Araştırmalara göre, bir polenin alerjiye neden olabilmesi için bir metreküp havada ortalama 25-50 polen bulunması gerekmektedir. Bir çavdar başağının 4 milyon, orta boy fındık ağacının 600 milyon ve bir çam kozalağının yılda 5 milyondan fazla, tek bir ağacın ise 10 milyardan fazla polen üretebildiğini söylersek, soluduğumuz havada ne kadar çok çam poleni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. Ancak, çam polenlerinin alerjeniteleri fazla olmadığı için bunlara bağlı alerjik hastalıklar oldukça seyrektir. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden oldukları sanılır. Mesela, gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil, aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar. Bazı polenler o kadar büyüktürler ki, havada çok kısa süre kalabilirler ve salındıktan hemen sonra toprağa düşerler. Bu yüzden de hastalık yapma özellikleri hiç yoktur.

Polenlerden Korunmanın Yolları

Soluduğumuz havada bulunan polenleri kontrol etmek elimizde olmadığı için, polenlerden korunmak, ev akarlarından korunmak kadar kolay değildir.

Her şeyden önce, hangi polenlere alerjik olduğunuzu bilmelisiniz. - Polenlerine alerjik olduğunuz bitkilerden olabildiğince uzaklaşın. - Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, medya (radyo, televizyon, gazete...) polen mevsiminde günlük hava raporlarda polen durumu hakkında bilgi vermelidir. Evinizin kapı ve pencerelerini sıkıca kapayın. -Evde ve arabanızda polen filtreli klimalar kullanın. -Evinizdeki polen miktar çok fazla ise hava temizleyicilerden yararlanın. -Polenlerin atmosferde yoğun olarak bulundukları zamanlarda (sabahın erken saatleri, sıcak, kuru ve fırtınalı havalar..) dışarı çıkmamaya özen gösterin. Mutlaka dışarı çıkmalı iseniz, ağzınızı ve burnunuzu koruyan maskelerden yararlanın. -Polen mevsimi, açık havada spor ve egzersizden kaçının. -Polen zaman ağaçlık, çimenlik yerlerde seyahat etmeyin, deniz kenarlarını tercih edin.  -Dışarıda mutlaka güneş gözlüğü kullanın ve eve gelince gözlüğünüzü bol su ile yıkayın. -Saçlarınızı mutlaka yıkayın, çünkü saçlarınıza çok miktarda polen yapışmış olabilir. -Günlük kıyafetlerinizi gelir gelmez, yatak odası dışında bir yerde hemen değiştirin.